MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Sığınmacılara acımasız muamele ve müdahaleler, Yunan zihniyetinin ipliğini pazara çıkarmıştır. Sınırda bekleyen savunmasız insanlara biber gazı, sis bombası, tazyikli su, kurşun, kaba güç neyle izah edilecektir? Yazık, ayıp, rezalet değil midir? Karşımızdaki şiddetseverlik barbarlık değilse o halde barbarlık nedir? Ne ibretliktir ki Avrupa insani felaketlere duyarsız, masumlara kapalıdır” dedi.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Yunanistan güvenlik güçlerinin Avrupa’ya gitmek isteyen göçmenlere yönelik müdahalesine tepki gösteren Bahçeli, sınırı geçen mültecilerin de eziyet ve işkenceye maruz kaldığını söyledi. Uluslararası hukukun ihlal edildiğini belirten Bahçeli, “Sığınmacılara acımasız muamele ve müdahaleler Yunan zihniyetinin ipliğini pazara çıkarmıştır. Sınırda bekleyen savunmasız insanlara biber gazı, sis bombası, tazyikli su, kurşun, kaba güç neyle izah edilecektir? Yazık, ayıp, rezalet değil midir? Karşımızdaki şiddetseverlik barbarlık değilse o halde barbarlık nedir? Ne ibretliktir ki, Avrupa insani felaketlere duyarsız, masumlara kapalıdır. Dünyada en çok mülteci ve sığınmacıya ev sahipliği yapan ülkenin Türkiye olduğu ayan beyan ortadadır. Bu gerçeğe rağmen, Türkiye’yi göç meselesini siyasi bir amaçla kullanmakla itham etmek asılsız, akılsız ve ahlaksız bir yakıştırmadır. Avrupa Birliği ülkeleri Türkiye’yi anlamaktan ve kavramaktan tamamıyla uzaktır. İnsan haklarını yok sayan ve sınırlarına gelen mazlumlara düşmanca saldıran Yunanistan’ın Avrupa Birliği tarafından desteklenip arka çıkılması barbarlığa ortaklıktır” diye konuştu.
‘TÜRKİYE YOLGEÇEN HANI DEĞİLDİR’
MHP lideri Bahçeli, Türkiye’nin sığınmacı deposu, mülteci toplama kampı, göçmen barınma alanı olmadığını belirterek, MHP’nin göç meselesini bütün yönleriyle analiz ettiğini vurguladı. Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye verdiği sözlerin hiçbirini gerçekleştirmediğini kaydeden Bahçeli, “Türkiye açık kapı politikasıyla gereğini yapmış, laftan sözden anlamayan Avrupa ülkelerinin paçası tutuşmuştur. Türkiye’nin mevcut şartlar altında yeni sığınmacı akınını göğüslemesi mümkün değildir. Şu anda İdlib’deki saldırılardan kaçan 1,5 milyon insan sınırlarımızdadır ve insani kriz devasa boyutlardadır. Onlara huzurlu bir gelecek hazırlama konusunda her ülkenin eşit ve adil sorumluluğu vardır ve olmalıdır. Türkiye yolgeçen hanı değildir. Bizim gidecek başka bir ülkemiz, başka bir yurdumuz, başımızı sokacağımız başka bir yuvamız yoktur” dedi.
‘BİZ HERKESİN EDERİNİ İYİ BİLİRİZ’
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında, Moskova’da gerçekleştirilen görüşmesinin tarihi nitelikte zirve olduğunu kaydeden Bahçeli, Türkiye ve Rusya’nın Suriye’deki ateşkesin uygulanmasından doğrudan sorumlu olan iki garantör ülke olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Bölgesel huzur ve güvenlik için önemli bir adım atılmış, bir engel aşılmış, bir pürüz kaldırılmıştır. M4 karayolunun kuzeyinde 6 kilometre, güneyinde 6 kilometre derinlikte bir güvenli koridor tesis edilecek, 15 Mart’la beraber M4 karayolunun belirlenen alanlarında Türk- Rus ortak devriyeleri başlayacaktır. Moskova Zirvesi’nin Türkiye açısından mühim sonuçları olacaktır. Bir defa, ülke sınırları terör ve rejim saldırılarına karşı daha güvenli hale gelecek, İdlib bölgesinde istikrar ve normalleşmenin kapısı aralanacak, kahramanlarımızın güvenliği sağlanacak, sivil ve masum insanların korunması teminat altına alınacaktır. Elbette İdlib’de verdiğimiz şehitlerimizi unutmamız mümkün değildir. Karanlık ve kalleş emel sahiplerini göz ardı etmemiz, gözden uzak tutmamız, hesap dışı bırakmamız asla ve kat’a düşünülemeyecektir. Biz herkesin ederini, ciğerini, niyetini, hedefini gayet iyi biliyoruz.”
‘ATEŞKESE UYULMAZSA KALDIĞIMIZ YERDEN TEKRAR BAŞLARIZ‘
“Bundan sonra ateşkese uyulursa ne ala. Uyulmazsa kaldığımız yerden tekrar başlar, vatan mücadelesini gittiği yere kadar taşırız” diyen Bahçeli, şöyle devam etti:
“Karşımıza çıkanları da doğduklarına pişman ederiz. Türkiye Moskova’da mahcup olmamıştır. Sahadaki fedakarlıklar akıl ve stratejiyle temellenmiş diplomasiyle eklemlenmiştir. Burada asıl üzerinde durmamız gereken konu, Esad’ın ve kontrol dışı unsurların ilk fırsatta silaha sarılıp sarılmayacağı muammasıdır. İdlib’de konuşlanan terör örgütü HTŞ’nin ateşkes kararına uymayacağını açıklaması tarihi bir handikaptır. Bu süreçte Esad hata yaparsa bunun bedelini misliyle ödemelidir. Söz konusu hataya ortak olan, ortam açan, çanak tutan hangi ülke olursa olsun gök kubbe başlarına yıkılmalıdır. Suriye’ye huzur, istikrar ve barışın hakim olmasını arzularız.”
‘CHP’LİLER HEZEYANLARINI KÜLAHIMIZA ANLATSINLAR’
MHP lideri Bahçeli, CHP yönetiminin Erdoğan- Putin görüşmesi öncesinde yaptığı açıklamaları hatırlatarak, “Şaşkın ördek nasıl tersten dalıyorsa, bunlar da tersinden konuşmaktadır. Önce ‘Ne işimiz var İdlib’de, niye gidiyorsun Putin’in ayağına?’ diye sordular. Hatta Kılıçdaroğlu, geçen haftaki grup toplantısında edepsiz benzetmelere heves ve tevessül etti. Dikişi patlamış yama gibi oldular, Esad’ın Türk askerlerini koruduğunu açıkladılar. Sonra Moskova’da Türk heyetinin ayakta bekletilmesini eleştirip heyetlerin arkasındaki heykellerden mucizevi anlamlar çıkardılar. Aslında Türkiye zora girdikçe sevinçten duramıyorlar, gülmelerini de saklayamıyorlar. CHP’liler hezeyanlarını gelsinler bir zahmet külahımıza anlatsınlar” diye konuştu.